İnsanların olduğu gibi mevsimlerin, evrenin ve
Tanrı’nın da bir ruhu olduğuna inanmışımdır. Kainattaki bütün mevsimleri ve
ayları sevsem de sonbaharı bir başka sevdim. Sonbahar insanların çoğu için
hüznü çağrıştırsa da benim için hüzünden çok ötesi. Ekim ayında doğmam da belki
cabası. Ne yazın sıcaklığını ve neşesini bırakabilmek ne de kışın donukluğuna
hazır olabilmek, yani bir nebze araf bir nebze arada kalmışlık. Yazın
cıvıltısından, renkliliğinden ama bir o kadar da anlamsız oluşundan kaçmak.
Kışın ise her ne kadar salep tadında olsa da insanın içini soğuktan titretmesini
sevememek.
Sonbaharın benim için en başka anlamı ise diğer
mevsimlerde bulamadığım melankolizmi ve biraz romantizmi. İlkbahar ve yaz yeni
başladığınız ama eninde sonunda biteceğini bildiğiniz bir ilişkinin kıpır
kıpır, heyecanlı ve en renkli zamanları. Kış ise ilişkinin soğuklaşıp,
mesafelerin gitgide arttığı ve iki insanın geri dönüşü olmayan uçurumlara
girdiği dönem. Sonbahar ise ilişkideki biraz olgunluk, biraz romantizm, biraz
hayat, biraz hayal, biraz gerçek… Biraz da kendini hatırlamak ve bulmak. İnsanın
ilkbaharında, gençliğinde yaşadığı aşklar ve sevgileşmeler gibi tıpkı. Heyecanlı ama bir o kadar da hatalarla dolu ve geçici. İnsanın kendini unutmaya
başladığı ve kendini unuttukça hatalar yapmaya başladığı dönemler misali.
Yazın insanı miskinleştiren, aymazlaştıran sıcaklığı
veya kışın insanın soğuktan bedenen ve ruhen hareket etmesini engelleyen ve
kadere mahkum eden fiziksel koşulları yerine insanı en çok düşündüren ve
yaşadığını, yaşattığını hissettiren mevsimdir sonbahar. Güneş artık eskisi gibi
sık göstermez yüzünü ve usulca yağmura bırakır yerini. Her düşen yaprak ise
size fark etmeden eski anılarınızı ve anılarınızdaki kahramanları anlatır.
Belki bu mevsimde denize girip yahut kardan adam yapıp tadını çıkartamazsınız.
Ama Karadeniz’de yeşilin yerini sarı ve kızılın aldığı ormanların içinde bir
ahbabınızla yürümek, Ege’de deniz kıyısında sevgilinizin saçlarındaki sonbahar
esintisinde birkaç kadehle demlenmek ya da Prag'ın sonbahar kokulu sokaklarında sokak sanatçısından Beethoven-silence dinlemek gibisi yoktur.
Uzun lafın kısasası, biraz
şiir, biraz hazan, biraz da umuttur sonbahar… Kim bilir belki de en iyisi, hiç
ölmeyecek gibi yaşasak da bütün mevsimlerin tadına bakmak.
İlk yayınlandığı yer: http://blog.radikal.com.tr/Sayfa/mevsim-sonbahar-35180